Makalehane

M edya, insanlar arası iletişimi sağlayan radyo, televizyon, gazete ve dergiler gibi basın yayın organlarının tümünü kapsayan kitle iletişim araçlarına denir. Kitlelere bilgi vermek, açıklamak yapmak veya onları harekete geçirmek adına kullanılmasının yanı sıra, insanları bilişsel ve duyuşsal olarak etkilemek için de kullanılabilir. Medya içeriği, genellikle arz-talep doğrultusunda hazırlanır ve kitlelerin beklentisine sunulur. Yeterli beğeni alındığı takdirde devam ederken, beklenti karşılanmazsa kısa zamanda yayın durabilir. Faydalı olmak veya para kazanmak adına yapılan yayının amacı, yayıncı kuruluşun düşüncesine bağlıdır. İçerik olarak haber, eğlence, spor veya dini konular sıralanırken, seyirci verileri dikkate alınarak sunulan medya unsurları varlığını, bıraktığı etkiye borçludur. İslamî medya nedir? İslamî medya, içerik olarak dini konuları kitlelere aktaran ve bazı zamanlarda interaktif çalışmalar yapabilen medya çeşitidir. Toplumun sorularına cevap vererek İslam'ı anlama...

Eğitim, kapsamı geniş olan ve içerisinde öğretimi barındıran bir süreçtir. İstendik davranış değişimi olarak tanımladığımız öğrenimler yani kazanımlar, bütünüyle eğitimi oluşturur diyebiliriz. Başlangıç olarak ilk insan olan Hz. Adem'e dayanan eğitim-öğretim süreci, insanın, toplumların ve medeniyetlerin varlığını sürdürmesiyle doğru orantılıdır. Bu yüzden gelişimsel basamaklarla devam eden süreç, istenilen başarı ile varlığını sürdürmektedir. Ortaya çıkartılan istek ve emek sonucu elde edilen başarı da insanlığın mutluluk kaynağı olur. Eğitimin kapsamlı ve zorlu bir süreç olması, sadece insan-insan ilişkisi ile ilgili olmamasından kaynaklanır. Zorlu bir sürecin, başlangıç, ilerleme, gelişme ve sonuç ile devam ettiği düşünülebilir. Fakat bu süreci asıl zorlaştıran öğrenci konumunda olanın, eğitim-öğretimi gerçekleştirmeye çalışan eğitmene (öğretmene, ustaya vb.) karşı koyduğu dirençtir. Karşı koyulan direnç ise istememe eylemi veya eğilimidir. İşte bu yüzden yazı başlığı olarak, ...

Liselere Geçiş Sınavı yaklaşırken öğrencilerin heyecanları yüzlerinden okunuyor. Hedeflerine doğru emin adımlarla ilerlemek ve istedikleri başarıları elde etmek isteyen öğrencilerimizin, nasıl çalışmaları gerektiğine dair bilgileri  aktarmak istedim. Gereken gayreti ortaya koyup hedefe doğru ilerlerken,  motivasyonu da dengeli bir tutum ile sürdürmek gerekiyor. Çünkü %70 çalışma-%30 motivasyon ile planlı ve istikrarlı çalışma sonucunda beklenen başarının gelmesi kaçınılmazdır. Nasıl çalışmalıyım? -Konular anlatılırken önce anla, sonra not al, daha sonra tekrar et. -Bu konu ile ilgili her soruyu çözebilirim diyebiliyorsan,  konuyu anlamışsındır. Netlerini artırabilir ve stresini azaltabilirsin. -Önce soruyu anla ve acele etme! Hangi konu ile alakalı olduğunu kavra ve çözümü kolaylaştır. -Yeni Nesil soruları çözerken acele etmek yerine zamanı iyi kullan ve soruların çözümünün zor değil, çözülebilir olduğunu düşün. -35-40 dk çalış 10 dk ara ver! -Müzik dinleyerek ders çal...

Pandemi sürecinin bizden aldıklarının yanı sıra, bize kattığı şeylerin de konuşulması gerektiği kanaatindeyim. Sıralayacak olursak: Rahmetle andığımız ve sabır dilediğimiz insanlar, ekonomik çalkantılar ve tabiki eğitim bunların başında geliyor. Konumuz eğitim olduğu için üzerinde konuşulacak çok fazla detayın, eksi ve artı yönlerin olduğunu bilmenizi isterim. Öncelikle hem veliler hem de öğrenciler uzaktan eğitime önyargılı yaklaşarak verimsiz olduğunu dile getirdiler. Halbuki eğitimi ve öğretimi istemek öncelenmesi gereken ilk kuraldı. Fakat yeteri kadar önem verilmemesine rağmen, gerekli olan kurallara uyulmamasına rağmen verimsizliğinden dem vurdular. Özellikle öğrencilerin rehavete kapılması, ev ortamında sınıf atmosferi oluşturamaması, kaynaklarını doğru kullanmaması ve derslere gereken dikkati verememesi gibi sebepler nedeniyle istenilen başarıya ulaşılamadı. Eğitimcilerin öncelediği kurallar, eğitim ve öğretimin uzaklaştırılmasından ziyade yakınlaştırılmasına ve yüz yüze eğiti...

Her Mümin, huşû içerisinde namazlarını kılmak ister ve namazlarının kabul olmasını bekler. Kıldığımız namazlarımızın kabul olup olmadığı hakkında kesin bilgimiz yoktur; fakat içimizde bıraktığı huzur, kabul olup olmadığı hakkında bize ipucu verir.                    🕋 1- Namaz öncesi maddi manevi hazırlıklarla birlikte namaza, psikolojik olarak kendimizi hazır hissetmek 2- Namaz esnasında duyacağımız kadar (ne çok yüksek ne de çok alçak) sesle kıraat okumak 3- Okuduğumuz sûre, ayet ve duaların anlamlarını bilmek ve okurken takip etmek 4- Kıyamdayken (ayakta) elleri sıkı bağlamak 5- Kıraati (okunan ayetleri) belirli bir makamda okumak Siz de deneyin ve sonucu kendiniz görün!

- Onlara hakaret etmemek ve yanlarında kötü söz söylememek - İletişimi kesmemek, onlarla konuşmak ve konuştukları zaman dinlemek - Yemek yemelerini sağlamak veya yaramazlık yapmalarını engellemek için küçük yaştan itibaren önlerine telefon, tablet vb. koymamak - Onlara oyun oynamayı öğretmek ve oyunlar oynamak - İstediğimiz gibi davranmadıklarında onlara küsmemek - Sevgiden mahrum etmemek ve onları sevgiyle vurmamak - Allah inancını, d ini ve ahlaki d eğerleri , küçük yaştan itibaren yaşa  göre nedenleriyle birlikte uygulayarak öğretmek - Her türlü şiddetten kaçınmak, şiddete meylettirecek davranışlar sergilememek - Kitap okumayı sevdirmek ve onlarla birlikte kitap okumak - Anne veya baba olarak, çocuklarımızın sorumluluklarını anneden ya da babadan beklemeden kendimizin yerine getirmesi - Çocuklarımızı, kendi istediklerimize göre değil, onların ilgi-istek ve yeteneklerine göre geleceğe hazırlamak ve onlara meslek edindirmek

Daha düne kadar İslam'ı düşman belleyen, Camiileri bombalayan, ezan okunmasına izin vermeyen, Müslümanlara eziyet eden ve türlü oyunlar ile İslamiyet'in adını lekeleyen Avrupa, bugün koronavirüs nedeniyle 'toplumsal yaşam devam ediyor' adı altında her şeyi serbest ilan ediyor. Bir sivrisinek ile Nemrut'un sonunu getirmeye kâdir olan Allah, virüs ile Avrupa'nın ve birçok ülkenin yaptığı zulme dur diyor belki de. Elbette insanlar ölüyor, hala yoğun bakım da olanlar var ve tabi iyileşenler... Ancak musibetin sebebi, insanlığın yaptığı hatalardan vazgeçmesi için "...Muhakkak ki bir toplum özlerini (iç dünyalarını ve güzel ahlaklarını) değiştirip bozmadıkça, Allah da onların durumunu değiştirip bozmaz." (Ra'd, 11) ayetinin tecellisi gibi görünüyor. İslam dininden ve Müslümanlardan gereksizce korkma anlamına gelen ve propagandası yapılan İslamofobi, bugün aynı etkiyi oluşturmak yerine sağduyuyu tercih ederek ezanların, Avrupa sokaklarında yankılanmasın...

Japonya'da öğretmenler; diğer meslek gurupları çalışanlarına göre daha prestij sahibi, değer verilen ve saygı duyulan kimselerdir. Toplumdaki statülerinin yanı sıra aldıkları ücretler açısından da toplumda yüksek statüde yeri olan diğer mesleklerin çoğundan daha yüksek maaşa sahip olduklarını görmekteyiz. Mesleki statü açısından değerlendirildiğinde, 3. sırada yer aldığını ve verdikleri emeğin karşılığını yüksek standartlarda aldıklarını biliyoruz. Öğretmenlerin eğitim sistemine uygun olan düşünceleri de öğrencilerin, ahlaklı ve erdemli bireyler olarak yetişmelerini sağlamak ve onlara yaparak öğrenme imkanı vermektir. Kişilerin öğretmen olmak için, Bölge Eğitim Kuruluna başvurarak ve belirli aşamalardan geçerek adaylık süresini tamamlamaları gerekiyor. Ayrıca Japonya'da emeklilik imkanları da iyileştirilmiş ve birçok ülkeye göre daha elverişli şartlara sahip hale getirilmiş.

• Her işe, aşa ve davranışa besmele ile başlamak alışkanlık haline getirilebilir • 5 vakit namaz düzenli olarak kılınabilir (vakit aralarında çalışma veya uyku olabilir) • Kur-an-ı Kerim okuma bilmeyen kimse okumayı öğrenebilir • Okunarak veya takip edilerek Kur'an-ı Kerim hatmi yapılabilir • Her gün düzenli olarak vakit namazlarıyla birlikte veya ayrı olarak hem Kur'an-ı Kerim hem de meal okunabilir(İsteyen kısa sûrelerden veya Kur'an-ı Kerim'in başından başlayarak dilediği sûreyi ya da bölümü meali ile birlikte okuyabilir) • Kötü söz, kötü davranış ve zararlı alışkanlıklar terk edilerek uzak durulabilir ve uzak durmak alışkanlık haline getirilebilir • Her vakit namazı sonrası dua ve tövbe edilebilir • Hz. Muhammed(s.a.v.) adına salavat okunabilir • Nefis muhasebesi yapılarak tüm sene veya geçmiş amel-kulluk açısından değerlendirilebilir • Kaza namazı kılınabilir • Kişi, yaşadığı musibetlerin/olumsuz durumların sebebinin, işlediği günahlar olduğunu düşünerek ...

Yaklaşık 10 yaşından itibaren kız ve erkek çocukların, karşı cinse olan ilgileri ve merakları artmaktadır. Bu ilgi ve merak boyutu, gelenekçi ve modern ailelerde elbette farklılık göstermektedir. Bu farklılığın en büyük sebeplerinden biri de gelenekçi ailelerin bazılarının dozu kaçırarak aşırı baskıcı tutumları sonucu, çocukların içerisinde daha fazla merak uyandırırken; modern ailelerin rahat tutumları da çocuklarda karşı cinse yönelik var olan merakı ve ilgiyi söndürmesidir. Ailelerin, dini, ahlaki ve kültürel dengeyi koruyarak kız-erkek arasındaki sosyal mesafeyi ayarlamada çoçuklarına doğru bilgileri ve doğru davranışları, doğru bir üslûp ile öğretmeleri gerekmektedir. Çünkü; "Ahlaki değerler, otoriter ve emredici bir dini söylem ile değil; yaparak, yaşayarak, yaşatarak insan gönlünün derinliklerine nüfûz eden bir din dili ve üslûp ile öğretilebilir."(Değerler Psikolojisi ve Eğitimi) Üslûp ne kadar doğru olursa, sonuç da o kadar olumlu olur. Kızlar veya Erkekler Karşı Ci...