Ma-kalemin Sesi

M edya, insanlar arası iletişimi sağlayan radyo, televizyon, gazete ve dergiler gibi basın yayın organlarının tümünü kapsayan kitle iletişim araçlarına denir. Kitlelere bilgi vermek, açıklamak yapmak veya onları harekete geçirmek adına kullanılmasının yanı sıra, insanları bilişsel ve duyuşsal olarak etkilemek için de kullanılabilir. Medya içeriği, genellikle arz-talep doğrultusunda hazırlanır ve kitlelerin beklentisine sunulur. Yeterli beğeni alındığı takdirde devam ederken, beklenti karşılanmazsa kısa zamanda yayın durabilir. Faydalı olmak veya para kazanmak adına yapılan yayının amacı, yayıncı kuruluşun düşüncesine bağlıdır. İçerik olarak haber, eğlence, spor veya dini konular sıralanırken, seyirci verileri dikkate alınarak sunulan medya unsurları varlığını, bıraktığı etkiye borçludur. İslamî medya nedir? İslamî medya, içerik olarak dini konuları kitlelere aktaran ve bazı zamanlarda interaktif çalışmalar yapabilen medya çeşitidir. Toplumun sorularına cevap vererek İslam'ı anlama

Daha düne kadar İslam'ı düşman belleyen, Camiileri bombalayan, ezan okunmasına izin vermeyen, Müslümanlara eziyet eden ve türlü oyunlar ile İslamiyet'in adını lekeleyen Avrupa, bugün koronavirüs nedeniyle 'toplumsal yaşam devam ediyor' adı altında her şeyi serbest ilan ediyor. Bir sivrisinek ile Nemrut'un sonunu getirmeye kâdir olan Allah, virüs ile Avrupa'nın ve birçok ülkenin yaptığı zulme dur diyor belki de. Elbette insanlar ölüyor, hala yoğun bakım da olanlar var ve tabi iyileşenler... Ancak musibetin sebebi, insanlığın yaptığı hatalardan vazgeçmesi için "...Muhakkak ki bir toplum özlerini (iç dünyalarını ve güzel ahlaklarını) değiştirip bozmadıkça, Allah da onların durumunu değiştirip bozmaz." (Ra'd, 11) ayetinin tecellisi gibi görünüyor. İslam dininden ve Müslümanlardan gereksizce korkma anlamına gelen ve propagandası yapılan İslamofobi, bugün aynı etkiyi oluşturmak yerine sağduyuyu tercih ederek ezanların, Avrupa sokaklarında yankılanmasın

Yaklaşık 10 yaşından itibaren kız ve erkek çocukların, karşı cinse olan ilgileri ve merakları artmaktadır. Bu ilgi ve merak boyutu, gelenekçi ve modern ailelerde elbette farklılık göstermektedir. Bu farklılığın en büyük sebeplerinden biri de gelenekçi ailelerin bazılarının dozu kaçırarak aşırı baskıcı tutumları sonucu, çocukların içerisinde daha fazla merak uyandırırken; modern ailelerin rahat tutumları da çocuklarda karşı cinse yönelik var olan merakı ve ilgiyi söndürmesidir. Ailelerin, dini, ahlaki ve kültürel dengeyi koruyarak kız-erkek arasındaki sosyal mesafeyi ayarlamada çoçuklarına doğru bilgileri ve doğru davranışları, doğru bir üslûp ile öğretmeleri gerekmektedir. Çünkü; "Ahlaki değerler, otoriter ve emredici bir dini söylem ile değil; yaparak, yaşayarak, yaşatarak insan gönlünün derinliklerine nüfûz eden bir din dili ve üslûp ile öğretilebilir."(Değerler Psikolojisi ve Eğitimi) Üslûp ne kadar doğru olursa, sonuç da o kadar olumlu olur. Kızlar veya Erkekler Karşı Ci

Hepimiz biliyoruz ki aile, toplumun en küçük yapısıdır. Toplumu oluşturan, geliştiren ve hüviyetini belirleyen ailedir. Ailenin özellikleri, toplumun özelliklerinin kaynağını teşkil eder. Çeşitlendirecek olursak, gelenekçi ve modern olmak üzere iki kısma ayırmak mümkündür. Gelenekçi aileler daha çok özünü temsil eden; dindar, geleneklerine, kültürüne, örf ve adetine sahip çıkıp hayatını bu eksende dizayn eden ailelerdir. Modern aileler ise: Dine, geleneklerine, kültürüne, geçmişindeki izlere rağmen, Batı tarzı yaşam sürme hazzına kapılmış; bilakis başka hayatlara özenen ve benlik yapısını kaybedip yaratılış özünden uzaklaşan ailelerdir. İslami yaşantıya sahip aileler özden kopmaması için, çocuğun yetişme sürecini iradeye bırakmazlar, daha tutucudurlar. Modern aileler çocuklarının geleceğini akademik açıdan değerlendirirler. Ahlaki eğitimde İslami yaşantıya sahip aileler daha etkiliyken modern aileler bu konuda pasif kalabiliyor. Pozitif ve sosyal eğitimde modern

Astral seyahat, uyku ve rüyaların durumu ile ilgili bir kavramdır. Ruh ve beden ilişkisi sonucu ortaya çıkmış, mistik ve felsefi akımların konularına dahil ettiği bir tartışma olmasına rağmen henüz pozitif verilere dayalı kesin bir yargıya varılamamıştır. Kur'an-ı Kerim'de: "Ve sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir." 1  buyrularak bu konunun tam anlamıyla kavranamayacağına işaret edilmiştir. Ruh, insanın kendi isteğiyle bedenden ayrılarak şuurlu yani bilinçli hareket edemez. Çünkü bilinçli olmak, ancak ruhun-beden birleşmesiyle gerçekleşebilir. "Allah (ölen) kişilerin ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhunu tutar, diğerlerini belirli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için ibretler vardır." 2 Bu ayetten anlaşılacağı üzere uykuda olan kişinin ruhunu Allah kabzetmektedir. O halde Alla

Hindistan'da ortaya çıkan fiziksel, zihinsel ve ruhsal bir uygulamadır. Yoga, meditasyon aracılığıyla zihinsel ve ruhsal sükunete ulaşma amacıyla yapılan dini ritüeldir. Yoga Yapmak Yerine İslam'ı Yaşayabilirsin Allah'ın, tek hak din olan İslam'ı, evrensel ilkeler göndererek kıyamete kadar koruma altına aldığını biliyoruz. İslam toplumu olarak, dinin hayatımıza yansımalarını görebiliyoruz. Bu durumun yanı sıra seküler yaşamı benimseyen insanımızın da olduğunu biliyoruz. Fakat her gün yeni problemlere karşı mücadele veren İslam'ın, halkımız tarafından savunulması takdire şayandır. Dini muhafaza etmeye çalışan, dış etkenlere veya iç olumsuzluklara karşı göğüs geren âkil insanımızın, gelecekte karşılaşılabilecek olayları tahayyul edip doğru karar verdiğini görmekteyiz. İslam'a karşı savaş açan, İslam dininin sağlam omurgasına zarar vermeye çalışan birçok unsur olduğu gibi; yoga, meditasyon vb. dinsel uygulamaların İslam'ın yaşandığı topluma enjekte edil

Deizm, mantık ve doğal dünyaya dair gözlemlerin kaynağını oluşturduğu; dinsel bilgiye dolaysız biçimde sadece akıl yoluyla ulaşılabileceği ilkesini esas alan, bu sebeple vahiy veya ilhama dayalı dinleri reddeden bir tek Tanrı inancıdır. İslam, bu inkarın içerisinde ilk sırada yer almaktadır. İslamî ilkelere aykırı olan, her ne kadar yaratıcıyı reddetmese de Allah'ın, kainata müdahalesini, nübüvveti inkar etmesi ve hakikate sadece akıl yoluyla ulaşılabileceğini kabul etmesi nedenleriyle İslam dini açısından mutlak surette reddedilen bir inanış biçimidir. Müslüman gençleri inkara sürükleyen böylesine akıl dışı bir inanışa yönelmelerinin sebeplerini aşağıdaki gibi 6 madde ile sıralamak mümkün: 1- Geçlerimizin İslam konusunda yeterince araştırma yapmamaları ve İslam'ı başkalarının görüşleriyle değerlendirmeleri 2- Ebeveynlerin, çocuklarına İslam'ı hem bilgileriyle hem de yaşantılarıyla yeteri kadar öğretememeleri 3- Ergenlik sonrası iman konusunda taklitten tahkike geçi