Kayıtlar

5 Duyu Organımız ve İlginç Özellikleri

Resim
5 Duyu Organımız ve İlginç Özellikleri Dokunma Anne karnında ilk  gelişen  duyumuzun, hissetme olduğunu bilmek şaşırtıcı olsa gerek. İnsanın dünyaya gelişiyle birlikte anneyi hissetmekle başlayıp, ölünceye kadar felç gibi ağır bir rahatsızlık olmadığı sürece varlığını sürdüren duyu organımızdır. Tatma Dilimizin, vücudumuzdaki en güçlü kaslardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte konuşmamıza yardımcı olan dilimizin, 5 faklı tadı alma özelliği de vardır. Bunlar arasında 4 tanesi: acı, ekşi, tatlı ve tuzlu olarak yaygın bir şekilde bilinir. Bilinmeyen ise "Umami" olarak adlandırılan tat türüdür. ''Buruk mayhoş'' olarak  tanımlanmaktadır. Koklama Hem nefes almamıza hem de havayı temizleyip nemlendirmeye yardımcı olan burnumuzdur. Koklama duyumuzu oluşturan, burnumuzun yapısı ve özellikleridir. Annenin kokusunu ilk olarak alan bebeğin koklama duyusunun, gelişimsel açıdan ilk sıralarda oluşumunu tamamladığını biliyoruz. Duyma İn

Matematik Harezmi | Harezmi Kimdir?

Resim
Matematik Harezmi|Harezmi Kimdir? Harezmi, matematik ilmine cebir ilmini kazandıran Müslüman bilgindir. 0 ve x'in mucidi olarak bilinir. Ayrıca 10 rakamdan oluşan basamaklı sayı sistemi üzerine bir eser yazarak bu rakamların İslam dünyası ve Batı’da tanınıp kullanılmasını sağlamıştır.Bulduğu pek çok çözüm ve yöntem 15. yy’a kadar Batılı matematikçilerin çalışmalarına temel oluşturmuştur. Harezmi 780-850 yılları arasında yaşamış olan Harezmi'nin ismi, Batı kaynaklarında Alkarismi, Algoritmi, Algorismi veya Algorism olarak birkaç farklı şeklinde geçer. Yaşamıyla ilgili bilgiler az olsa da Bağdat’ta yaşadığı, tam adının Ebû Ca’fer Muhammed b. Mûsâ el-Harizmi olduğu ve 9. yy’da Halife Me‘mun’un emriyle inşa edilen, zamanın en büyük ve ileri bilim merkezi olan Beytü’l-Hikme’nin (Bilgelik Evi) üyesi olduğu bilinmektedir. Bugün bildiğimiz eserlerini Beytü’l-Hikme’de yazarak Halife Memun’a sunmuştur. Ayrıca Beytü'l-Hikme'de yöneticilik yaptığı da kaynaklarda geçm

Kitap Okuma Alışkanlığını 5 Maddeyle Kazanın

Resim
1  - Hangi tarz kitapların hoşunuza gidebileceğini keşfedin 2- Sayfa sayısı az olandan başlayın 3- Çabuk sıkılmaktan korkuyorsanız hızlı okuma teknikleri kullanın 4- Sadece okumuş olmak için değil, faydalanmak için okuyun 5- Asla ertelemeyin, hemen okumaya başlayın "Kitaplığınızda kaç adet dostunuz var?" "Dostlarınızla ne kadar sık görüşürsünüz?" Kitaplarımız, bizim sadece kitaplığımızı süsleyen aksesuarlarımız değil,aynı zamanda bilgi aldığımız, ufkumuzu genişleten, hayatımıza ışık tutup anlamlandıran, bize kitap okuma alışkanlığı kazandıran, bakış açımızı değiştirme gücüne sahip unsurlar ve tabiki dostlarımızdır.Hiç kitap okumayan insan, penceresiz evde oturuyor demektir. Kitap okuyan insan ise hayata farklı pencerelerden bakabilir. Sen de hayata farklı pencerelerden bakmak istiyorsan mutlaka ama mutlaka bir kitap okumalısın. "Daha önce kitap okudunuz mu?" Zamanının çoğunu internet ortamında, sosyal medyada veya cep telefonunda

Hz. Peygamber'in İletişim Yöntemleri

Resim
Hz. Muhammed (s.a.v.), peygamberlik görevi gereği toplumu oluşturan fertlerin bireysel özelliklerini dikkate aldığı kadar, toplumun psikolojisini de çeşitli iletişim yöntemlerini kullanırken göz önünde bulundurmuştur. İnsan Zihninin Yapısı ve Algılama Yeteneği İlahi mesajını, insan zih­ninin yapısını ve algılama yeteneğini dikkate alarak iletmiştir.  Bu yönteme örnek olacak şekilde Hz. Peygamber, Muaz b. Cebel’i Yemen'e gönderirken şu tav­siyeleri yapmıştır:   "Muhakkak ki sen Ehl-i Kitab'dan bir kavme gidiyorsun. Onları, Allah'tan başka ilah olmadığına ve benim Allah'ın elçisi olduğuma şehadet etmeye davet et. Eğer buna itaat ederlerse, Allah'ın her gün ve gecede onlara beş vakit namazı farz kıldığını bildir… " [1 ] İnsanlara Değer Vermek Sevgili Peygamberimiz, insanları ve onların değer verdiği şeyleri önemseyerek,   "(Onların) Allah'tan başka yalvardıklarına sövmeyin ki, onlar da bilmeyerek sınırı aşıp Allah'a sövmesinler!.

Papağanın Sahibine Verdiği Ders

Resim
Ticaretle uğraşan bir adamın güzel bir papağanı vardı. Bir gün bu tüccar işi gereği Hindistan’a gitmek için yol hazırlığına başladı. Cömertliği ile tanınan bu tüccar, ailesine ve yakın arkadaşlarına tek tek ”Sana Hindistan’dan ne getireyim? Ne istersin?” diye sordu. Her biri ayrı ayrı istekte bulundu. Bu cömert ve iyi kalpli tüccar onların isteklerini not alıp getireceğine dair söz verdi. Sonra çok sevdiği papağanına yönelip ona da sordu: ”Ey güzel kuşum, sen ne istersin?” Papağan, ”Oradaki papağanları görünce, halimi onlara anlat. Papağanımın size selamı var. Sizi özlediğini ve kurtuluşu için çare bulmanız konusunda yardımcı olmanızı istiyor dersin” dedi. Sözlerine devam ederek. ”Ben gurbet ellerde özlemle ve ayrı düşmenin ıstırabıyla çırpınırken, sizlerin yeşil ormanların güzel ağaçlarının dallarında dolaşarak keyiflenmeniz uygun mudur? Dostların vefası böyle mi olur? Sizler boylu poslu güzel eşlerinizle zevk sefa içerisindesiniz. Ben ise burada hapisteyim. Yüreğim kan ağlar.

Küçük Bir Hikaye

Resim
Akarsuyu bol, dağlarıyla ve ormanlarıyla yemyeşil bir kasabada yaşayan, içki bağımlısı, ayyaş bir babanın tek oğluydu Yağız. Ailenin tek çocuğu olması nedeniyle de her seferinde küçük bir kardeşinin olmasını ve onunla oyunlar oynamasını hayal ederdi. Bir gün yine tek başına odasında hayaller kurup oyuncaklarıyla oynarken, evin kapısının sert bir şekilde açıldığını ve içeriye ürkütücü bir sesle birlikte babasının girdiğini fark etti. Hızlıca odanın kapısına yöneldi ve sessizce kapı kolunu aşağı doğru eğerek kapıyı araladı. Homurtular sesler çıkartan ve pis bir koku yayan babasının elinde içki şişesini gören Yağız, gözlerine inanamadı. Ayakta duracak hali olmayan ve dalgalı denizde sallanan yelkenli bir tekne gibi sağa sola savrulan babasını daha önce hiç böyle görmemişti.-Meğer babası her seferinde eve sarhoş gelip annesini dövermiş- Bir an gözleri buğulandı,dudakları titredi; o sırada babasının, kapı arasından kendisine bakan Yağız'a doğru sinirli bir şekilde baktığını gördü ve hem

Herkes Kendi Hayatının Marangozu mudur?

Resim
Emeklilik çağı gelen yaşlı bir marangoz, yanında çalıştığı müteahhite: Yapmakta olduğu ahşap ev inşaatı işini bırakıp, eşi ve çocukları ile birlikte daha rahat ve huzurlu bir hayat sürme isteğinden bahsetti. Müteahhit, yıllardır birlikte çalıştığı emektar marangozun işi bırakma isteğine oldukça üzüldü; fakat ondan, kendine bir iyilik olarak, son bir ev daha yapmasını rica etti. Marangoz, bu son olsun diye istemeye istemeye teklifi kabul etti ve işe girişti. Ne var ki bu işte gönülsüz olduğu her halinden belliydi. Bundan dolayı da baştan savma bir işçilik yaptı ve kalitesiz malzeme kullandı. Ömrünü verdiği mesleğine böyle bir eserle son vermek ne büyük talihsizlikti! Marangoz, ev bittiğinde teslim etmek üzere müteahhite haber gönderdi. Haberi alan müteahhit, çok geçmeden evi gözden geçirmek için geldi. Şöyle bir baktıktan sonra yeni yapılmış olan ahşap evin anahtarını marangoza uzattı. "Bu ev senin, yıllardır süren emeklerinin karşılığı  olarak benden sana hediye" dedi